10 Ocak 2017 Salı

ALADDIN (1992), ORYANTALİZM, IRKÇILIK VE SUBLİMİNAL MESAJLAR - EMRE KARA


“Aladdin”, Disney’in en ünlü ve en başarılı olmuş filmlerinden biri. 5 Oscar’a aday olup 2’sini almış, 3 Altın Küre ve 5 Grammy ödülü almış bir film. Gel gör ki film oryantalist bakış açışıyla, ırkçı stereotipleriyle, subliminal mesajları ve sembolleriyle bir başka skandal Disney vakasına dönüşmeyi başarıyor.

Filmin açılışındaki çalan “Arabian Nights” adlı şarkıda Arabistan’dan söz edilirken şöyle bir cümle geçiyor: "Biraz barbarca, ama benim evim." Şarkının orijinal versiyonunda “Eğer yüzünüzü beğenmiyorlarsa kulağınızı kesecekleri bir ülke.” ifadesi de geçiyormuş. Film çıktıktan sonra Amerika’da yaşayan Araplar (Amerikan-Arap Ayrımcılık Karşıtı Komitesi) bu cümleden rahatsız olduklarını belirtmişler ve Disney de gelen tepkiler üzerine filmin yeni versiyonlarında o cümleyi şarkıdan atmış. Ama barbarlık nitelemesini içeren cümle şarkıda yine de var olmaya devam etmiş.

Filmde Aladdin’i ilk gördüğümüz sahnede kendisi bir ekmek çalmış ve bir grup adamdan kaçmakta. Kılıçlı adamlardan biriyle Aladdin arasında şöyle bir diyalog geçiyor:
- Dur, hırsız! Senin ellerini keseceğim sokak faresi!
- Bir somun ekmek için mi?
Bu diyalogdan hemen sonra Aladdin’in hırsızlığı ustaca rasyonalize ediliyor: “Yaşamak için yemek yemeli, yemek yemek için de çalmalıyım.”

Prenses Yasemin hayatında ilk defa saray duvarlarının dışına çıktığında bir pazara gidiyor. Orada fakir bir çocuğun elmalara baktığını görüp tezgâhtan bir elma alarak çocuğa veriyor. Tabi bu naif kızımız elmanın parasını ödemesi gerektiğini bilmiyor. Bunun üzerine elmacı “Umarım ödeyecek kadar paran vardır!” diye çıkışıyor. Yasemin hiç açıklama yapamadan elmacı “Hırsız! Hırsızlığın cezasının ne olduğunu biliyor musun?” diyerek Yasemin’in elini kapıyor ve kılıcına davranıyor. Bu sahnede kullanılan meyvenin elma olmasına da dikkat çekelim, çünkü elma filmin geneline yayılmış bir sembol. Aladdin’le Yasemin’in, ya da Cafer’le Yasemin’in bir arada olduğu bazı sahnelerde de kullanılıyor elma sembolü.

Gelelim zihin kontrolüne. Zihin kontrolü, filmin açık bir öykü elementi. Filmin kötü karakteri olan Cafer’in, zihin kontrolü gücüne sahip bir asası var. Cafer, kralın veziri. Kendisi söz konusu asayı sürekli olarak kral üzerinde kullanıyor ve paravan yöneticinin arkasındaki gerçek, derin, kötücül güç olmayı başarıyor bu sayede.

Filmle ilgili hayli yankı uyandırmış bir başka skandal daha var. 90’ların ortalarında şöyle bir söylenti patlak veriyor: Aladdin, balkon sahnesinde “Good teenagers, take off your clothes.” (İyi çocuklar, elbiselerinizi çıkarın.) diyor. Filmin yönetmenleri buna karşı çıkıyor ve Aladdin’in o sahnede “Good tiger, take off and go.” (İyi kaplan, yola çık ve git.) dediğini söylüyorlar. Gelin görün ki söylentilerin kaynağı olan bu cümle, filmin sonraki kopyalarından tamamen çıkarılıyor, sebep olarak da bu söylentilere son verme amacı gösteriliyor. Söylenti doğru mudur değil midir bilinmez ama buna varıncaya kadar Disney’in filmlerine yerleştirdiği yüzlerce görsel subliminal mesaja bakılabilir.

Son olarak, filme yöneltilen bazı eleştiriler de, ana karakterlerin “batılılaştırılmış” olması. Mesela filmdeki diğer kadınları peçeli olarak görürken Yasemin’i hep gayet batılı görünen bir halde izliyoruz. Aladdin ve Cafer karakterlerini karşılaştırdığımızda da benzer bir şey gözlemleyebiliriz: Filmin kötü adamı Cafer ten rengiyle, bıyığıyla, giyimiyle daha doğulu bir görünüme sahipken esas oğlan Aladdin’in aslında gayet batılı bir görünüme sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum aksanlarda da kendisini belli ediyor. Aladdin ve Yasemin, İngilizce’yi Anglo-Amerikan aksanla konuşurlarken, diğer karakterler yabancı aksanıyla konuşuyor. Aladdin ve Yasemin’in yüz hatları gayet yumuşakken diğer karakterlerin yüz hatları daha karikatürize ve hatta grotesk.

“Aladdin”, Entertainment Weekly’nin “Tüm Zamanların En Tartışmalı 25 Filmi” listesinde yer alıyor. Bu listede yer alan tek animasyon ve tek çocuk filmi.

EMRE KARA
Tüm yazılarımın tüm hakları saklıdır. Kalbimde ve zihnimde. :)