20 Aralık 2015 Pazar

STAR WARS: THE FORCE AWAKENS (2015) - EMRE KARA


Evet, “Star Wars” serisinin yeni filmi büyük bir gümbürtüyle çıktı beyazperdeye. Filmin yönetmeni J.J. Abrams. Kendisi “Star Wars”a el atmadan evvel “Star Trek”e el atmıştı ve seriyi 2009 & 2013 yapımı iki filmle canlandırmıştı. Dolayısıyla bu film için uygun bir yönetmendi. Filmin dağıtımcısı ise, Lucasfilm’i satın almış olan Walt Disney Studios.

Öncelikle filmin doğuş öyküsüne bakalım. George Lucas serinin 9 filmden oluşmasını planlamış zaten en başında. Üçü 1977-1980-1983, üçü de prequel niteliğindeki 1999-2002-2005 yapımı filmler. Ancak son üçlü fikrinden vazgeçmiş Lucas, ta ki 2015’e kadar. Senarist Michael Arndt, Lucas’ın terk ettiği bu proje için hazırlamış olduğu öykü taslağını almış ve “The Force Awakens”ın senaryosunu yazmaya başlamış. Sonra projeyi terk etmiş ve senaryo J.J. Abrams ile Lawrence Kasdan tarafından son haline getirilmiş. Lawrence Kasdan zaten 1980 ve 1983 yapımı filmlerin de senaryosunu yazmıştı. “The Force Awakens” dolayısıyla 1983 yapımı “Return of the Jedi” filminin devam filmi niteliğinde, o filmdeki olayların 30 yıl sonrasında geçmekte. Filmlerin çıkış tarihleri arasında da 32 yıllık bir fark var zaten (1983-2015), dolayısıyla film gerçekliğiyle paralellik söz konusu. Aynı zamanda bu film serinin son filmi olmayacak. 2017 ve 2019’da yapılacak iki devam filmiyle bu son üçlemenin de tamamlanması bekleniyor.

Filmin görsel estetiğinin orijinal üçlemeye benzemesi için mümkün olduğunca bilgisayar üretimi efektler yerine gerçek mekânlar ve minyatür modeller kullanılmış. Mekânlar Birleşik Arap Emirlikleri’nden İzlanda’ya, İrlanda’dan İngiltere’ye çeşitlilik göstermekte. Müzikler de yine orijinal filmlerin müziğinin arkasındaki isim olan John Williams tarafından yapılmış. Orijinal üçlemeden üç büyük karakteri bu filmde de görme imkanı buluyoruz: Han Solo, Leia, ve Luke Skywalker. Bunun yanı sıra Chewbacca, R2-D2 ve C-3PO karakterleri de yeni filme taşınmış.

Film aynı zamanda en ilk “Star Wars” (1977) filmi ile birçok paralelliğe sahip. Her ikisinde de bir robota önemli bir plan emanet ediliyor: İlkinde R2-D2’ya Death Star’ın planları veriliyor, son filmde ise BB-8 adlı robota, Luke Skywalker’ın muhtemelen bulunduğu yerin planı veriliyor. İlk filmde R2-D2 çöl benzeri bir gezegende Luke Skywalker’la karşılaşıyor. Son filmde ise BB-8 yine çöl benzeri bir gezegende Rey ile karşılaşıyor. Dolayısıyla bu filmde Rey’in yeni bir tür Luke Skywalker figürü olarak karşımıza çıktığını söyleyebiliriz. Genç bir kadın karakteri böyle bir pozisyonda görmek seri için yenilikçi ve orijinal bir hamle olmuş. Rey karakterini 1992 doğumlu Daisy Ridley canlandırıyor. Kendisi bir İngiliz ve oynadığı ilk sinema filmi bu.

Filmin kötü adamlarına geçelim. Orijinal serideki “Galactic Empire”ın yerini bu filmde “First Order” alıyor. Esas kötü adamımız olarak da Darth Vader’ın yerini alacak şekilde Kylo Ren’i görmekteyiz. Kylo Ren, Darth Vader’a göre daha genç ve daha deneyimsiz bir figür, ama onun kadar karanlık tabi. Filmin çeşitli yerlerinde Darth Vader ile karşılaştırılıyor kendisi zaten. Aynı zamanda ilk filmdeki Death Star’ın yerini de bu filmde Starkiller Base alıyor. Tabi bu yeni zımbırtı eskisinden çok daha büyük, güçlü ve tehditkâr.

Bunların yanı sıra filmde iki yeni önemli karakter daha karşımıza çıkıyor: Bunlardan biri John Boyega’nın canlandırdığı Finn karakteri. Boyega, 1980 ve 1983 yapımı filmlerde izlediğimiz Billy Dee Williams’dan sonra ikinci bir önemli siyahî figür olarak karşımıza çıkıyor. Kendisi itaat etmeye programlanmış bir Stormtrooper iken isyan edip özgür biri olmaya karar veriyor, bu şekilde de direnişçilerle yolu kesişiyor zaten. Oynadığı karakterin kaderi ile siyahilerin tarihsel mücadelesi arasında paralellikler elbette kurulabilir. Boyega da 1992 doğumlu İngiliz bir oyuncu. İkinci önemli yeni karakterimiz de Oscar Isaac’ın canlandırdığı Poe Dameron karakteri. Finn ile Dameron karakterleri filmin başlarında kanka oluyorlar zaten.

“The Force Awakens” sinemalara girmeden birçok yerde biletleri tükenen, sinemaya girdiğinde ilk haftasında en etkileyici açılışı yapan, şu anda yine gişede muhteşem ilerlemekte olan bir film. Dolayısıyla 200 milyonluk dev bütçesini fazlasıyla çıkaracağa benzer. Eleştirmenler genelde 1977-1983 tarihli orijinal üçlemeye benzeterek filmi beğenmişler, ama bazıları da filmin ilk “Star Wars” (1977) filmine fazlaca benzediğini düşünmüş. Filmin aksiyon sahneleri, karakterleri, oyunculukları ve dramatik kurgusu takdir toplamış. Ben şahsen filme bayıldım ve bittiğinde gözlerim falan dolmuştu diyebilirim. :) Nostaljik bir tat verecek Star Wars evrenine geri dönme deneyimini geciktirmeyin.

EMRE KARA
Tüm yazılarımın tüm hakları saklıdır. Kalbimde ve zihnimde. :)

18 Aralık 2015 Cuma

UZAY OPERASI - EMRE KARA

"Space opera" kavramını dilimize "uzay operası" diye çevirdim direk, fakat böyle deyince aklımıza bildiğimiz anlamıyla opera, müzik falan gelmesin. "Space opera" tahmin edilebileceği üzere bilimkurgu türünün bir alt türü. Bu alt türün ön plana çıkan özellikleri neler peki? Neredeyse tamamen uzayda geçmeleri, hayli güçlü olan iki taraf (iyi ve kötü) arasında mücadeleler ve uzay savaşları içermeleri, bolca melodramatik maceraya atılan ve risk alan romantik ve cesur kahramanlara sahip olmaları, ve elbette gelişmiş silahlar ve teknolojik araçlar ile füturist bir görselliğe sahip olmaları. Aklınıza hemen "Star Wars" serisinin geldiğini biliyorum, ki bunun olması çok doğru zaten. Tek bir örnek seçecek olsak sanırım bu "Star Wars" serisi olurdu.



Ancak sinemada "space opera"nın ilk örneği değil "Star Wars". Buster Crabbe'in canlandırdığı hayli ünlü baş karakteriyle aynı adı taşıyan "Flash Gordon" (1936) filmi ilk önemli örnek olarak gösterilebilir. Film tamı tamına 245 dk uzunlukta!



"Star Wars" serisinin yanı sıra bir başka seri daha önemli tabi, "Star Trek" serisi. Bu seri tamı tamına 12 film içeriyor ancak biz burada daha kalburüstü olanlarını dahil ettik listemize. Gerek "Star Wars" gerekse "Star Trek" serilerinin J.J. Ambrams tarafından yapılan filmlerle günümüze taşındığını da not düşelim. (Star Trek - 2009 & 2013, Star Wars - 2015)



"Space opera" hususunda Japon animelerini de unutmamak gerek tabi. Bu animeler çoğunlukla dizi olsalar da zaman zaman sinema filmleri de görmekteyiz ve bunları listemize dahil ettik.



Listemizdeki bir başka ilginç film ise, "space  opera" janrının hoş bir parodisi olan Mel Brooks filmi "Spaceballs" (1987). Mel Brooks zaten parodi filmleriyle tanınmakta. "Blazing Saddles" (1974) filmiyle western'leri, "High Anxiety" (1977) filmi ile Hitchcock gerilimlerini eline dolayan Brooks bu filmde de aynı muzipliği uzay operasına yapmakta.



Diğer kayda değer ve daha modern örnekler arasında "Stargate" (1994), "The Fifth Element" (1997), "Serenity" (2005), "Avatar" (2009) ve "Guardians of the Galaxy" (2014) filmlerini sayabiliriz.



İşte burada sinemanın en önemli "space opera" filmlerini derlediğimiz listemizi sunuyoruz. Güç sizinle olsun diyoruz, fazla uğraşmayın yine de, karanlık tarafa uçmayın. :)

1. Flash Gordon (1936) Frederick Stephani
2. Star Wars (1977) George Lucas
3. Galaxy Express 999 (1979) Rintaro
4. Star Wars: The Empire Strikes Back (1980) Irvin Kershner
5. Space Adventure Cobra (1982) Osamu Dezaki
6. Star Trek: The Wrath of Khan (1982) Nicholas Meyer
7. Star Wars: Return of the Jedi (1983) Richard Marquand
8. Macross (1984) Noboru Ishiguro & Shoji Kawamori
9. Star Trek IV: The Voyage Home (1986) Leonard Nimoy
10. Spaceballs (1987) Mel Brooks
11. Star Trek VI: The Undiscovered Country (1991) Nicholas Meyer
12. Stargate (1994) Roland Emmerich
13. Star Trek: First Contact (1996) Jonathan Frakes
14. Tenchi the Movie (1996) Hiroshi Negishi
15. The Fifth Element (1997) Luc Besson
16. Cowboy Bebop: The Movie (2001) Shinichiro Watanabe
17. Serenity (2005) Joss Whedon
18. Star Wars: Revenge of the Sith (2005) George Lucas
19. Avatar (2009) James Cameron
20. Star Trek (2009) J.J. Abrams
21. Star Trek Into Darkness (2013) J.J. Abrams
22. Guardians of the Galaxy (2014) James Gunn
23. Star Wars: The Force Awakens (2015) J.J. Abrams

EMRE KARA
Tüm yazılarımın tüm hakları saklıdır. Kalbimde ve zihnimde. :)

16 Aralık 2015 Çarşamba

TÜRKİYE’NİN EN KÜLT KÖTÜ FİLMLERİ - EMRE KARA

DÜNYAYI KURTARAN ADAM (1982) ÇETİN İNANÇ
Filmin senaryosu ve başrolü Cüneyt Arkın’a ait. Arkın’a Aytekin Akkaya eşlik ediyor ve ikili uzak, çok uzak bir galaksiye yolculuk yapıyorlar. Türk sinemasında pek alışık olmadığımız bir şey yaparak bilimkurgu türüne el atıyor film. Tabii bunu yaparken görsel efekt içeren sahneler için “Star Wars” (1977) filminden görüntüler ödünç alıyor. Bunun yanı sıra “Sodom and Gomorrah” (1962) ve “The Magic Sword” (1962) filmlerinden de sahneler içermekte film. Filmin müzikleri de Amerikan filmlerinden alıntı: “Planet of the Apes” (1968), “The Black Hole” (1979), “Moonraker” (1979), “Flash Gordon” (1980) ve “Raiders of the Lost Ark” (1981) filmlerinin müzikleri kullanılıyor.

DÜNYAYI KURTARAN ADAM’IN OĞLU (2006) KARTAL TİBET
Orijinal filmden 24 sene sonra, elbette ki çok daha gelişmiş bir teknoloji ve ekonomik imkanlarla çekilen bu filmin yönetmen koltuğunda Kartal Tibet var ve Cüneyt Arkın’ı bu filmde de görmekteyiz. Onun oğlu rolünde ise Mehmet Ali Erbil var. Film Pascal Nouma’dan Deniz Seki’ye birçok ünlü ismi kadrosunda barındırıyor, bunlara bir Yeşilçam efsanesi olan Ayşen Gruda da dahil. Film şu anda IMDb’de “Tüm Zamanların En Kötü 100 Filmi” listesinde Top 10’da yer alarak bize haklı bir gurur yaşatmakta. :)

KELOĞLAN KARA PRENS’E KARŞI (2006) TAYFUN GÜNEYER
İyi karakter Keloğlan rolünde Mehmet Ali Erbil yer alırken kötü karakter Kara Prens rolünde de Özcan Deniz yer almakta. Can Kız rolünde Petek Dinçöz, Bal Kız rolünde Ahu Türkpençe var. Padişah rolünde Gazanfer Özcan, sultan rolünde Ayşen Gruda. Film neleri içermiyor ki: Külkedisi, Nasreddin Hoca, Robin Hood, Pamuk Prenses, Karagöz ve Hacivat, cüce, cadı, beyaz atlı prens, dev, cin, şeyh! Tam bir çorba yani, yerseniz. :) Aynı zamanda bazı Hollywood filmlerine tuhaf atıflar da bulunmakta. Bu film de yine IMDb Bottom listesinde Top 20’de. :)

EMRET KOMUTANIM: ŞAH MAT (2007) TANER AKVARDAR & MUSTAFA ALTIOKLAR
Yine ve yine Mehmet Ali Erbil! Film, “Emret Komutanım” (2005) adlı diziyi takiben çekilmiş. Kadrosunda birçok ünlü oyuncuyu barındırıyor. Bu film de yine IMDb Bottom listesinde Top 20’de.

RECEP İVEDİK (2008) TOGAN GÖKBAKAR
Çok seveni, hatta idol edineni olan bir karakter Recep İvedik, bunun kesinlikle ciddi olarak araştırılması gerek. (Ki sanıyorum üzerine araştırma yapanlar, makaleler yazanlar da oldu.) En büyük hayran kitlesi ergen ya da genç yetişkin orta sınıf mensubu erkeklerden oluşmakta. Belki de büyük bir kesimin sesi ve perdedeki görüntüsü olduğu için bu kadar çok sevildi ve tutuldu. Gülüşü taklit edildi, replikleri tekrar edildi, sahneleri anlatılıp gülündü. Filmin senaryosu Şahan Gökbahar ve Serkan Altuniğne’ye ait. Yönetmen koltuğunda ise Şahan’ın kardeşi Togan Gökbakar yer almakta. Film komedi türünde fakat yol filmi, tatil filmi ve aşk filmi elementleri de barındırmakta. Recep İvedik karakteri, Şahan Gökbakar’ın daha önce yaptığı “Dikkat Şahan Çıkabilir” (2005-2006) adlı TV programında canlandırdığı karakterlerden biri aslında. Ekonomik olarak başarılı olan film üç devam filmi getirdi peşinden. Bu filmlerde de yine Şahan & Togan Gökbakar ikilisi birlikte çalıştılar.

CELAL İLE CEREN (2013) TOGAN GÖKBAKAR

Şahan & Togan ikilisinin, Recep İvedik serisi dışındaki romantik komedi çalışmaları. Filme adını veren rolleri Şahan Gökbakar ile Ezgi Mola oynuyorlar. Celal, kaybettiğinden ötürü pişman olduğu Ceren’i yeniden kazanmaya çabalıyor. Bu yönden film ilk “Recep İvedik” filmini andırıyor, onda da çocukluk aşkını etkilemeye çalışan bir Recep görmekteydik.

EMRE KARA
Tüm yazılarımın tük hakları saklıdır. Kalbimde ve zihnimde. :)