11 Ocak 2022 Salı

CENSOR (2021) - EMRE KARA




“Censor” çok başarılı bir psikolojik korku filmi. Sinemada en sevdiğim temalardan biri olan kurguyla gerçeklik arasındaki ayrımın yitimi üzerine bir film. Bunun yanı sıra travma, yas, suçluluk gibi kişisel temalar ve sinemada şiddetin toplumla olan ilişkisi, maskülen şiddet obsesyonu ve sansür kültürü gibi sinemasal temaları da ele alıyor. Filmlerin birer kurgu ürünü olmasının yanı sıra aslında subjektif “gerçeklik”lerimizin de birer kurgu ürünü olduklarını vurguluyor. Filmlerdeki korku, şiddet ve deliliğin, aslında yaşamlarımızın da son derece gerçek birer parçası olduklarını vurguluyor.

Film 1980’lerde geçiyor ve o dönemde İngiltere’de gerçek bir panik yaratmış olan “video nasty” fenomenine değiniyor. “Video nasty” terimi İngiltere’de Ulusal İzleyiciler ve Dinleyiciler Birliği tarafından, videokaset olarak dağıtımı yapılan bir dizi düşük bütçeli korku ve istismar filmini tanımlamak için üretilmiş bir kavram. Bu filmler 80’lerin başında basın, sosyal yorumcular ve dini organizasyonlar tarafından, şiddet içerikli olmaları nedeniyle eleştiriliyor. Bunun üzerine videokaset filmlerin de tıpkı sinemada gösterime giren filmler gibi sansür kurulundan geçmesine karar veriliyor. “Censor” filminin başkarakteri Enid de, bu sansür kurumu çalışanlarından biri. Dolayısıyla film, o dönemi yansıtması ve videokaset filmlerin ruhunu yakalaması açısından retro bir havaya ve meta-kurgusal bir doğaya da sahip. Enid’in, izleyip sansürlemesi gereken bir korku filmini, kendi geçmişine ait bir travmaya tekinsiz düzeyde benzer bulması, zaten onun mental çöküşünü tetikleyen ilk olay oluyor. Bunu izleyen süreçte film kurgu ile gerçekliği iç içe geçirerek, başkarakterin zihninde alevlenen cehennemi karmaşayı görselleştiriyor.

İngiltere yapımı olan “Censor”, Gallerli yönetmen Prano Bailey-Bond’un ilk uzun metraj filmi, ve bir ilk film olarak hayli etkileyici bir başarı. Başroldeki İrlandalı oyuncu Niamh Algar da bu başarının en önemli faktörlerinden biri. Akıl sağlığını ve gerçeklik algısını yavaş yavaş yitiren başkarakterin ruh hallerini çok iyi yansıtıyor. Kadın yönetmenlerin korku filmleri yapması az rastladığımız bir durum olsa da hemen her zaman ilginç örnekler ortaya çıkıyor, “Censor” da bu silsilenin en güçlü örneklerinden biri bence.

EMRE KARA
Tüm yazılarımın tüm hakları saklıdır. Kalbimde ve zihnimde. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder