Öncelikle filmin doğuş öyküsüne bakalım. George Lucas serinin 9 filmden oluşmasını planlamış zaten en başında. Üçü 1977-1980-1983, üçü de prequel niteliğindeki 1999-2002-2005 yapımı filmler. Ancak son üçlü fikrinden vazgeçmiş Lucas, ta ki 2015’e kadar. Senarist Michael Arndt, Lucas’ın terk ettiği bu proje için hazırlamış olduğu öykü taslağını almış ve “The Force Awakens”ın senaryosunu yazmaya başlamış. Sonra projeyi terk etmiş ve senaryo J.J. Abrams ile Lawrence Kasdan tarafından son haline getirilmiş. Lawrence Kasdan zaten 1980 ve 1983 yapımı filmlerin de senaryosunu yazmıştı. “The Force Awakens” dolayısıyla 1983 yapımı “Return of the Jedi” filminin devam filmi niteliğinde, o filmdeki olayların 30 yıl sonrasında geçmekte. Filmlerin çıkış tarihleri arasında da 32 yıllık bir fark var zaten (1983-2015), dolayısıyla film gerçekliğiyle paralellik söz konusu. Aynı zamanda bu film serinin son filmi olmayacak. 2017 ve 2019’da yapılacak iki devam filmiyle bu son üçlemenin de tamamlanması bekleniyor.
Filmin görsel estetiğinin orijinal üçlemeye benzemesi için mümkün olduğunca bilgisayar üretimi efektler yerine gerçek mekânlar ve minyatür modeller kullanılmış. Mekânlar Birleşik Arap Emirlikleri’nden İzlanda’ya, İrlanda’dan İngiltere’ye çeşitlilik göstermekte. Müzikler de yine orijinal filmlerin müziğinin arkasındaki isim olan John Williams tarafından yapılmış. Orijinal üçlemeden üç büyük karakteri bu filmde de görme imkanı buluyoruz: Han Solo, Leia, ve Luke Skywalker. Bunun yanı sıra Chewbacca, R2-D2 ve C-3PO karakterleri de yeni filme taşınmış.
Film aynı zamanda en ilk “Star Wars” (1977) filmi ile birçok paralelliğe sahip. Her ikisinde de bir robota önemli bir plan emanet ediliyor: İlkinde R2-D2’ya Death Star’ın planları veriliyor, son filmde ise BB-8 adlı robota, Luke Skywalker’ın muhtemelen bulunduğu yerin planı veriliyor. İlk filmde R2-D2 çöl benzeri bir gezegende Luke Skywalker’la karşılaşıyor. Son filmde ise BB-8 yine çöl benzeri bir gezegende Rey ile karşılaşıyor. Dolayısıyla bu filmde Rey’in yeni bir tür Luke Skywalker figürü olarak karşımıza çıktığını söyleyebiliriz. Genç bir kadın karakteri böyle bir pozisyonda görmek seri için yenilikçi ve orijinal bir hamle olmuş. Rey karakterini 1992 doğumlu Daisy Ridley canlandırıyor. Kendisi bir İngiliz ve oynadığı ilk sinema filmi bu.
Filmin kötü adamlarına geçelim. Orijinal serideki “Galactic Empire”ın yerini bu filmde “First Order” alıyor. Esas kötü adamımız olarak da Darth Vader’ın yerini alacak şekilde Kylo Ren’i görmekteyiz. Kylo Ren, Darth Vader’a göre daha genç ve daha deneyimsiz bir figür, ama onun kadar karanlık tabi. Filmin çeşitli yerlerinde Darth Vader ile karşılaştırılıyor kendisi zaten. Aynı zamanda ilk filmdeki Death Star’ın yerini de bu filmde Starkiller Base alıyor. Tabi bu yeni zımbırtı eskisinden çok daha büyük, güçlü ve tehditkâr.
Bunların yanı sıra filmde iki yeni önemli karakter daha karşımıza çıkıyor: Bunlardan biri John Boyega’nın canlandırdığı Finn karakteri. Boyega, 1980 ve 1983 yapımı filmlerde izlediğimiz Billy Dee Williams’dan sonra ikinci bir önemli siyahî figür olarak karşımıza çıkıyor. Kendisi itaat etmeye programlanmış bir Stormtrooper iken isyan edip özgür biri olmaya karar veriyor, bu şekilde de direnişçilerle yolu kesişiyor zaten. Oynadığı karakterin kaderi ile siyahilerin tarihsel mücadelesi arasında paralellikler elbette kurulabilir. Boyega da 1992 doğumlu İngiliz bir oyuncu. İkinci önemli yeni karakterimiz de Oscar Isaac’ın canlandırdığı Poe Dameron karakteri. Finn ile Dameron karakterleri filmin başlarında kanka oluyorlar zaten.
“The Force Awakens” sinemalara girmeden birçok yerde biletleri tükenen, sinemaya girdiğinde ilk haftasında en etkileyici açılışı yapan, şu anda yine gişede muhteşem ilerlemekte olan bir film. Dolayısıyla 200 milyonluk dev bütçesini fazlasıyla çıkaracağa benzer. Eleştirmenler genelde 1977-1983 tarihli orijinal üçlemeye benzeterek filmi beğenmişler, ama bazıları da filmin ilk “Star Wars” (1977) filmine fazlaca benzediğini düşünmüş. Filmin aksiyon sahneleri, karakterleri, oyunculukları ve dramatik kurgusu takdir toplamış. Ben şahsen filme bayıldım ve bittiğinde gözlerim falan dolmuştu diyebilirim. :) Nostaljik bir tat verecek Star Wars evrenine geri dönme deneyimini geciktirmeyin.
EMRE KARA
Tüm yazılarımın tüm hakları saklıdır. Kalbimde ve zihnimde. :)